“Anlamayana dilini, sevmeyene kalbini boşuna yorma.’ demiş, İmam Ali (a.s)
“Hakkın ve adaletin safında olmadıktan sonra ister namazda ol, ister içki sofrasında ne farkeder…” Dr. Ali Şeriati (ra)
Hud Suresi 113. ayettir:
> “Zâlimlere meyletmeyin, sonra size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.”
(Hud, 11/113)
“Zulmedenlere meyletmeyin, eğilim göstermeyin
→ayette geçen Rükûn kelimesi,
Eğilmek, yaslanmak, gönül vermek, yönelmek anlamına gelir.
İbn Kesîr:
Ayet, zâlimlere fiilen yardım etmeyi değil, gönülden meyletmeyi dahi yasaklıyor.
Zâlime dostça bir bakış, onunla uzlaşma niyeti bile ateş tehdidine sebep olur.
Fahreddin er-Râzî:
“Zalim” sadece bir kişiye zulmeden değil; sistemli bir şekilde hakkı çiğneyen, adaleti bozan herkestir.
Zâlime meyletmek, onun zulmüne rıza göstermek ve onunla aynı hizaya geçmektir.
Elmalılı Hamdi Yazır:
“Zalimlere meyletmeyin” ifadesi, zulme karşı nötr kalmayı bile kapsamaktadır.
SONUÇ: Sessiz kalmak, tarafsız görünmek de meyildir; çünkü hak karşısında tarafsızlık yoktur.> “Zalimle beraber olan, onunla ateşe girer.”
(Tirmizî, Fiten, 7)
Allah’ın Hükmü Yerine Beşeri Hevesleri Koyuyorsa
→ Kur’an’a değil, çıkarına göre hükmediyorsa: Zalimdir.
(Maide 45, Kehf 28)
Akledenlere Selam olsun…!!!
