Aşırı Sıcaklar ve Etkileri – Prof. Dr. Turan BUZGAN

Prof. Dr. Turan Buzgan İklim Düzensizliği Gerçek Bir Vaka mı? Aşırı Sıcak Gün Sayısının Artması Söz konusu mu? Aşırı sıcaklık ve beklenmedik iklim olaylarının arttığı doğru… Nedenleri ise ayrı bir bahis. Bu konuyu ilerleyen dönemde ele almak niyetindeyim. Şimdi aşırı sıcaklara maruz kaldığımız bu günlerde bu konuya odaklanalım.

İklim Düzensizliği Gerçek Bir Vaka mı? Aşırı Sıcak Gün Sayısının Artması Söz konusu mu?

Aşırı sıcaklık ve beklenmedik iklim olaylarının arttığı doğru…

Nedenleri ise ayrı bir bahis. Bu konuyu ilerleyen dönemde ele almak niyetindeyim.

Şimdi aşırı sıcaklara maruz kaldığımız bu günlerde bu konuya odaklanalım.

Aşırı sıcaklar ve sıcak hava dalgaları, iklim değişikliğinin hızlanan etkileriyle birlikte dünyayı birçok bakımdan etkilemektedir.

Kar yağışı ve mutedil alışıldık yağmurlar azalmıştır.

Kurak geçen gün sayısı artmakta, yağışlar boca edilmiş şekilde gerçekleşmekte ve 1 aylık yağış miktarı neredeyse 1 günde olabilmektedir.

Buzullar erimekte, deniz suyu seviyesi yükselmekte, yeraltı suları azalmakta, iç göller çekilmekte, akarsu debileri azalmakta, çölleşme artmaktadır.

Küresel sıcaklık artışları, beklenmedik meteorolojik olayların sıklığını ve yoğunluğunu da artırmaktadır (sel, heyelan, su taşkınları, kasırga, vd.).

İklim Düzensizliği ve Aşırı Sıcakların Etkileri Nelerdir?

Bu durumdan tarım ve hayvancılık, enerji nakil hatları, ulaşım, iletişim, üretim, eğitim, sağlık gibi birçok sektör olumsuz etkilenebilmektedir.

Çıkan orman yangınları ve diğer yangınlar işin başka bir boyutudur.

Düzensiz iklim olayları elektrik nakil hatlarını olumsuz etkilediği gibi, soğutma amaçlı aşırı elektrik tüketimi de elektrik kesintilerine yol açabilir. Bu durum sorunları daha da büyütebilir.

Düzensiz ve ani yüksek yağışların oluşturduğu fırtına, sel, heyelan ve taşkınlar ile kuraklık ve aşırı sıcaklık artışları yukarıda saydığımız birçok sektörü olumsuz etkilediği gibi insan sağlığını da olumsuz etkiler.

İklim düzensizliği ve aşırı sıcakların sağlık üzerine doğrudan olumsuz etkileri olduğu gibi, gıda ve su güvenliği de bozulması ve vektör kaynaklı hastalıkların yayılımına yol açması gibi dolaylı etkileri de görülür.

Ayrıca, aşırı sıcaklar sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda akıl ve ruh sağlığını da olumsuz etkilemekte, kamu hizmetleri aksamakta, işgücü verimliliği olumsuz etkilendiği için işgücü kaybı artmakta, anksiyete, depresyon, öfke ve dikkat dağınıklığına yol açmakta ve trafik kazalarında artışa yol açabilmektedir.

İklim değişikliği ve sıcaklık artışı hava kalitesini, refahı ve alışıldık konforu olumsuz etkilemekte ve göçleri tetiklemekte ve ölümlere yol açabilmektedir.

Aşırı sıcak ve sıcak hava dalgalarının sıklığı ve yoğunluğu, iklim değişikliği nedeniyle 21. yüzyılda artmaya devam edecektir.

Sıcak hava dalgası, alışılmadık derecede sıcak günler ve geceler boyunca yerel aşırı sıcaklığın biriktiği bir dönemdir. Sıcak hava dalgaları ve uzun süreli aşırı sıcaklık, iklim değişikliği nedeniyle sıklık, süre, yoğunluk ve şiddet bakımından artmaktadır.

Sıcak Dalgaları Bu Kadar Tehlikeli İse Niçin Gereken Önem Verilmemektedir?

Sıcak dalgaları, iklim değişikliğiyle ilişkili ölümlerin en önemli nedenlerinden biri olarak kabul edilmekte ve bu nedenle meteorolojik bir olay olmasının ötesinde insan sağlığı üzerindeki etkileriyle birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Sıcak dalgaları, doğal tehditlerin en tehlikelisi olmasına rağmen, sıcağa bağlı ölümlerin maliyeti ve yıkımları çoğu zaman görünür olmadığı için gerekli ilgiyi görmemektedir.

Bu durum, aşırı sıcakların diğer afetler (deprem, sel gibi) kadar “dramatik” veya anlık yıkıcı etkilere yol açmaması nedeniyle yeterince ciddiye alınmadığına işaret etmektedir.

Nüfusun yaşlanması ve bulaşıcı olmayan hastalıkların (solunum ve kalp-damar hastalıkları, diyabet, bunama, böbrek hastalıkları ve kas-iskelet sistemi hastalıkları) artan yaygınlığı, toplumların olumsuz sıcaklık etkilerine karşı daha duyarlı hale geldiği anlamına gelmektedir.

Şehirler, kentsel sıcaklık birikimini ve üretimini en aza indirecek şekilde tasarlanmamaktadır.

Sağlık çalışanları ve halk arasında, sıcağın oluşturduğu sağlık riskleri konusunda farkındalığın da yeterli olduğu söylenemez.

Küresel Bir Isınma mı Var?

Evet var.

Küresel ölçekte aşırı sıcaklık olaylarının sıklığı, süresi ve büyüklüğü artmaktadır.

19. yüzyılın sonundan bu yana küresel sıcaklık istikrarlı bir şekilde artmaktadır.

Özellikle 1970’lerden bu yana her on yılda yaklaşık 0,2 °C sıcaklık artışı olmaktadır.

Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ) verilerine göre, iklim değişikliği etkisiyle hava sıcaklıkları önümüzdeki beş yıl içinde rekor kıracak yeni sıcaklık düzeylerine ulaşabilecektir.

1.5°C’lik artış eşiğine ulaşılması, küresel iklim sisteminde hızlanan ve potansiyel olarak geri döndürülemez bir değişimin kritik bir göstergesidir.

Bilim insanlarının uyarılarına göre, küresel ortalama sıcaklıkların 2027’ye kadar 1.5°C eşiğini aşabileceği ifade edilmektedir.

İklim değişikliği nedeniyle dünyanın tüm bölgelerinde aşırı sıcağa maruz kalan insan sayısı katlanarak artmaktadır.

Sıcaklık artışı en fazla Avrupa kıtasında yaşanmaktadır.

Türkiye de bu sıcaklık artışı ve düzensiz iklim olaylarından en fazla etkilenen ülkelerdendir.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri incelendiğinde bu durum net bir şekilde görülmektedir.

25 Temmuz 2025 yılında Şırnak’ın Silopi ilçesinde yaşanan 50.5 °C’lik sıcaklık ölçümü ülke rekoru olmuş, ayrıca birçok il ve ilçe kendi sıcaklık rekorlarını kırmıştır. Bu rekorların devam etmesi de sürpriz olmamalı.

Grafik. Yıllara göre Türkiye’de Haziran Ayı Sıcaklık Değişimi (Meteoroloji Genel Müdürlüğü)

Grafik. Yıllara göre Türkiye’de Ortalama Sıcaklıklar (MGM)

Grafik. Yıllara göre Bölgesel Haziran Ayı Sıcaklık Değişimi (MGM)

Aşırı Sıcaklık Tanımı
Farklı bölgelerdeki iklim şartları ve halkın sıcaklığa uyumu aşırı sıcaklığın etkisini değiştirebildiğinden, aşırı sıcaklığın evrensel bir tanımı bulunmamaktadır.

Bir bölge için “normal” kabul edilen bir sıcaklık, daha serin iklime sahip bir bölgede aşırı ve tehlikeli olabilir.

Çeşitli uluslararası ve ulusal kuruluşlar, kendi iklim ve halk sağlığı şartlarına göre farklı sıcak hava dalgası tanımları ve eşikleri belirlemiştir:

Tablo: Aşırı Sıcaklık ve Sıcak Hava Dalgası Tanımları ve Eşikleri

Kuruluş Tanım/Eşik Süre
Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ) Günlük en yüksek sıcaklığın, ortalama en yüksek sıcaklığı 5 °C veya daha fazla aşması Ardışık beş gün veya daha fazla sürmesi
ABD Ulusal Hava Durumu Hizmetleri Kurumu Anormal ve rahatsız edici derecede sıcak ve alışılmadık nemli hava durumu İki gün veya daha uzun sürmesi
Türkiye Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) En yüksek sıcaklık ortalamalarının 10 °C veya daha üzerinde aşırı nemle birlikte devam etmesi (Nem ve yüksek sıcaklığın beraber ele alındığı ısı endeksi vurgusu) Uzunca bir süre yaşanması
T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü 35°C üstü sıcaklıklar  En az üç gün üst üste devam etmesi
Bazı Bilim Çevreleri Sıcaklık ve nem birleşiminin tehlikeli noktaya ulaşması (Sıcaklık Endeksi- Hissedilen Sıcaklık) ve sıcaklığın önceki yıllara göre normalin üzerine çıkması Kesintisiz 2 günden uzun sürmesi
Havada bulunan bağıl nemin hissedilen sıcaklığa etkisi fazladır.

Aşağıdaki tablo bu durumu özetlemektedir.

Tablo: Bağıl Nem Sıcaklık İlişkisi (Kaynak: MGM)

Meteorolojik ölçümler yerden 1.25 metre-2 metre yüksekliğinde ve gölgede ölçülür.

Güneşte termometreler çok daha yüksek sıcaklıkları gösterebilir.

Sıcaklık ölçümü ile beraber bağıl nem oranı, rüzgârın şiddeti ve tipi, çiğ noktası hesaplamaya katıldığında hissedilen sıcaklık ortaya çıkar.

Aşırı Sıcaklara Karşı Vücudun Fizyolojik Tepkileri
Yüksek sıcaklığa maruz kalındığında, insan vücudunun ısı kontrol sistemi (termoregülasyon), sıcağın etkisini dengelemek için çalışır. Vücut sıcaklığını düşürmek amacıyla cilt kan akışı artar ve terleme artışı olur. Kalp kan miktarının artması için sinir sisteminin bazı özellikleri aktifleşir.

Bu durum, kalbin daha fazla kan pompalamasına ve sempatik tip sinir sisteminin aşırı aktifleşmesine yol açarak vücut üzerinde genel bir stres yükü oluşturur.

Bu fizyolojik zorlanma, sadece doğrudan sıcaklığa bağlı hastalıklara değil, aynı zamanda mevcut kronik hastalıkların (özellikle kalp-damar ve böbrek) kötüleşmesine de zemin hazırlar. Bu fizyolojik stres, sadece fiziki performansı değil, zihinsel fonksiyonları da bozabilir.

Sıcaklık ve nemin belirli eşikleri aşmasıyla, bu vücut ısı kontrol kapasitesi yetersiz kalır.

Sıcaklık seviyesi dengeyi sağlayamayacak kadar çok yükseldiğinde, maruz kalınan günlerde veya birkaç gün sonra hastalık ve ölüm riski önemli ölçüde artar.

Artan vücut sıcaklığı beyin sıcaklığını yükselterek beyin aktivitesini ve yönetici fonksiyonları olumsuz etkileyebilir.

Vücudun uzun süren yüksek sıcaklıklarda vücut iç sıcaklığını düzenleyememesi ve ısı artışını engelleyememesi, ısı bitkinliği ve sıcak çarpması riskini artırır.

Vücudun kendini soğutmaya çalışırken maruz kaldığı yük, kalp ve böbrekleri de zorlar.

Sonuç olarak, aşırı sıcaklar kronik rahatsızlıklardan (kalp ve damar hastalıkları, zihinsel, solunum ve diyabetle ilgili rahatsızlıklar) kaynaklanan sağlık risklerini kötüleştirebilir ve akut böbrek hasarına neden olabilir.

Aşırı Sıcaklık Ölüm İstatistiklerine Yansımakta mıdır?

2023 yılında bebeklerin ve 65 yaş üstü yetişkinlerin 13 milyar günden fazla sıcak hava dalgasına maruz kaldığı, bunun 2022’ye göre %20’den fazla bir artış olduğu uluslararası istatistiklere yansımıştır

1990-1999 ile 2014-2023 arası yıllar karşılaştırıldığında, 65 yaş üstü yetişkinlerde sıcağa bağlı ölümlerin son dönemde iki kattan fazla arttığı anlaşılmaktadır. Bu konunun ciddiyetini göstermektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; 65 yaş üstü kişilerde sıcağa bağlı ölümler 2000-2004 arası yıllara kıyasla, 2017-2021 yılları arasında yaklaşık %85 artmıştır.

2000-2019 yılları arasında yapılan çalışmalar, her yıl yaklaşık 489.000 sıcağa bağlı ölüm meydana geldiğini, bunların %45’inin Asya’da, %36’sının ise Avrupa’da olduğunu göstermektedir.

Yüksek yoğunluklu sıcak hava dalgası olayları yüksek akut ölüm oranlarına yol açabilir. DSÖ verilerine göre:

*2003 yılı, Haziran-Ağustos döneminde yaşanan sıcak hava dalgasında Avrupa’da 70.000 kişi ölmüştür.
*2010 yılında, Rusya Federasyonu’nda 44 günlük bir sıcak hava dalgası sırasında 56.000 aşırı ölüm meydana gelmiştir.
*Sadece Avrupa’da 2022 yazında, 61.672 sıcağa bağlı ölüm meydana gelmiştir.
Türkiye’de bu konuda bazı araştırma verileri dışında yeterli ve güvenilir resmi veri maalesef yoktur.

Bir çalışmada. 2015, 2016 ve 2017 yıllarında İstanbul’da yaşanan üç sıcak hava dalgası olayının, ölüm riskini sırasıyla %11, %6 ve %21 oranında artırdığı anlaşılmış ve bu üç yılda yaşanan toplam 23 günlük sıcak hava dalgası olayları sırasında İstanbul’da meydana gelen toplam beklenmeyen ölüm sayısı 419 olmuştur (Günay Şahin ve arkadaşlarının çalışması, 2019).

Bu genel bilgilerden sonra yazının devamında aşırı sıcaklar sağlık ilişkisini ele almak ve yapılabilecek şeyleri özetlemek niyetindeyim.

(Devam edecek)

Prof. Dr. Turan Buzgan
1963 Bingöl doğumlu
İnebolu Lisesi mezunu (1980) Atatürk Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi mezunu (1986)
Polatlı/Ankara ve Bingöl’de hekimlik yaptı.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı ve Öğretim Üyesi olarak görev yaptı (1998-2004).
Sağlık Bakanlığında çeşitli idari görevlerde bulundu (2004-2013): Temel Sağlık H. Genel Müdür Yardımcısı (2004-2005) Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü (2005-2007) Müsteşar Yardımcısı (2007-2013) T. Halk Sağlığı Kurumu Kurum Başkanı (2013)
2014 yılından itibaren Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesinde Öğretim Üyeliğini sürdürmektedir.
YÖK Denetleme Kurulu Üyeliği yapmıştır (2021-2022).
Çok sayıda yayımlanmış makale, araştırma, kitap ve kitap bölümü yazarlığı bulunmaktadır.
SASOMER (Sağlık Stratejileri ve Sosyal Politikalar Derneği) Başkanlığını yürütmektedir (2014-…). Enfeksiyon Hastalıkları, Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele, Enfeksiyon Hastalıkları Epidemiyolojisi uzmanlık alanlarına ek olarak: Sağlık sistemleri, sağlık hizmet sunumu, sağlık personel politikaları, halk sağlığı politikaları, sağlık reformu konuları ile; Tarih (İnsanlık tarihi, Medeniyet-Kültür tarihi, İslam tarihi, geç dönem Osmanlı tarihi, erken dönem Cumhuriyet tarihi ve uygulamaları), Demografi, Eğitim konularına özel ilgisi mevcuttur.

ErKay Haber / Fatma Feyza VAROLGÜNEŞ

Ali Bozkurt

Related Articles

Bir yanıt yazın